Son yazımda “olmak” ve “yapmak” kavramlarından bahsetmiştim. Kalemi elime alınca fark ettim ki bu konuda söyleyeceklerim bitmemiş. İnsan, doğasının bu iki önemli gücünü dengelemeye çalışır.
Bir çoğumuzun hayatında, kendimiz olmak ve bir şeyler yapmak arasındaki bu dengede yapmak ağır basıyor. Daha çok “yapmak”, daha çoğuna “sahip olmak” için uğraşıp duruyoruz. Ölçülebilir ve gözlemlenebilir başarıları kovalarken çoğu zaman kim olduğumuzu unutuyoruz
Maslow’ un bundan yaklaşık 80 yıl önce ortaya koyduğu ve kendi adı ile anılan teorisine göre, insanların motivasyonu dış faktörlerden ziyade kendi içlerindeki ihtiyaçlara dayanmaktadır. Kişinin içinden gelen bu ihtiyaçlar sınırsızdır ve ancak insan bir ihtiyacını giderdikten sonra başka bir ihtiyaç ortaya çıkar. Bir piramit ile şekillendirilen teori 5 temel ihtiyaçtan bahseder.
En temelde fiziksel ihtiyaçlar yer alır, yani hayatta kalma güdüsü. Gerçi artık onun da altında yeni bir seviyemiz var: WIFI 😊 Yukarı çıktıkça sırayla:
Güvenlik
Ait olma hissi; bir aileye ait olma, bir ekibe, takıma, okula, şirkete…. ve sevilme! Değer ihtiyaçları; saygınlık, statü…
ve en yukarıda kendini gerçekleştirmek vardır.
Bu hiyerarşide herhangi bir ihtiyacı tamamı ile gidermek olası değildir. Giderilmemiş ihtiyaç kişi için büyük bir motivasyon kaynağıdır, bireyi güdüler ve birey neyi henüz elde etmemişse ona büyük ilgi gösterir. İhtiyaç giderildiği oranda, bu ihtiyaca yönelik motivasyon, davranışlar üzerindeki belirleyici etkisini kaybeder.
Birey en alttan başlayarak ilgili seviyedeki ihtiyaçlarını karşıladığında, bir üst ihtiyacı tatmin etme arayışına girer. Bireyin kişilik gelişimini belirleyen de o an yaşamında baskın olan ihtiyaç seviyesidir. Doyumda bir yaşam için 5. seviyeye ulaşmak ve kendini gerçekleştirmeye başlamak gerekir.
Peki bizler hiyerarşide neredeyiz ?
O okulu kazanmayı neden istiyoruz ?
Anne-Baba sevsin, beğensin diye mi (3. seviye), yoksa “kendimizi gerçekleştirebilmek” ihtiyacı mı? (5. seviye)
O işi aslında neden istiyoruz ?
“statü” sahibi olabilmek için mi (4. seviye), yoksa “kendimizi gerçekleştirebilmek” için mi? (5. seviye)
Neden daha zayıf ve fit olmak istiyoruz ?
Motivasyonumuz “sevilme, beğenilme” arzusu mu (3. seviye), yoksa “kendimizi gerçekleştirebilmek” ihtiyacı mı? (5. seviye)
O takımı neden böyle fanatikçe destekliyoruz ?
bir yerlere “ait” olabilmek için mi (3. seviye), yoksa “kendimizi gerçekleştirebilmek” için mi? (5. seviye)
Bugün yaşadığımız birçok sorunu, Maslow’ un eskimeyen teorisi üzerinden okuduğumda; insanın ihtiyaç piramidinde 3. ve 4. seviyede sıkışıp kalmış olması ile açıklıyorum. Kendimiz olmak, yükselen değerlerimizi onurlandırmak yerine, beğenilmek ve statü sahibi olmak odaklı hayatlar yaşıyoruz. Sosyal medyada yaşanan sanal hayatlar ve hayaller ile ne kadar sevildiğimizi aldığımız “like” lar, takipçi ya da arkadaş sayımız belirliyor.
Maalesef bu şekilde yaşanan hayatlarımızda kocaman bir boşluk oluyor. Güzel ve şık görünmek, bu görüntüyü mutlaka sosyal medyada paylaşmak, havalı bir kartvizit, ekonomik rahatlık, marjinal sporlar… hiçbir şey o boşluğu dolduramıyor.
Çünkü o boşluğu ancak kendimizi gerçekleştirerek doldurabiliriz. Kendimizi gerçekleştirebilmemiz için önce kendimizi keşfetmemiz gerekir.
Ve her keşif merakla başlar..!
1 haftalık bayram tatilinde umuyorum ki her birinizin dinlenecek, eğlenecek, keyif alacak fırsatı olsun. Bunların yanı sıra biraz da kendinizi merak etmeye vakit ayırabilirseniz ne ala!!
İyi bayramlar olsun!!!!